2 Eylül 2010 Perşembe

Ortadoğu Dosyası'na Giriş

     Ortadoğu konusunda uzmanlaşmak isteyen biri olarak bu konuya el atmamam imkansızdı. Fakat Ortadoğu dediğimiz şey o kadar kapsamlı ki, olayı ancak bölerek ele alabileceğimi fark ettim. Bitmeyen ve de muhtemelen bitmeyecek olan derin bir hikaye bu milletlerin arasında geçen. Konunun meraklısı olarak da Sandy Tolan'ın Limon Ağacı'na atıfta bulunmam gerek, zira kitabın kendisi başlı başına kaynak.


     Beni Ortadoğu’ya çeken en büyük unsurun köklerim olduğunu düşünürdüm önceden, derinlere indikçe aslında dahası olduğunu gördüm; beni oraya çeken şey sorunlarıydı. Sorun odaklı biriyim ben, gördüğüm her soruna bir şekilde mamaya yaklaşan kedi misali usulca yaklaşıp kıyıdan da olsa izler, bir şeyler üretmeye çalışırım. Bu benim mesleki yaklaşımımdan ziyade kişiğilimin bir ürünü. Artık dert midir hediye midir bilinmez, ama ben böyle bir organizmayım işte.

    Hepimizin bildiği üzere Adolf Hitler'in Yahudi ırkına yönelik soykırımından sonra Yahudiler kendilerine vatan aramak zorunda kaldılar. Birlemiş Milletlerin (ki ben onları birleşmiş illetler olarak değerlendiriyorum!) aldığı kararla eski vatanlarına, Tevrat'ta da adı geçen Kenan topraklarına bir bir geri dönmeye başladılar. Oradaki Filistin halkı da topraklarını terk etmeleri için zorlanıp İsrail'in dışına atılmaya başlayınca büyük ve kanlı mücadele başlamış oldu. Burada birtakım gizlenmiş ve göz ardı edilen bilgiler var, onları da bildirmek boynumun borcudur.

    Vaad edilmiş topraklar üzerinde 1870 yılında siyonizm hareketinin kurucusu olan Theodor Herzl adlı gazeteci tarafından çalışmalara çoktan başlanmıştı. Aslında Adolf'un yaptığı vahşet bu olaya tuz biber ve Yahudiler için haklı gerekçe oldu. Bizim vatanımız atalarımızın eski topaklarıdır, diyen mağdur Yahudiler de tası tarağı toplayıp, birtakım yalanlarla kandırılıp (Filistin topraklarının boş olma nedeni olarak onların korkudan kaçtığının öne sürülmesi gibi) bugün ki İsrail devletinin temellerini attılar.

    Filistin halkı bir gün geri dönecekleri hayaliyle yaşadı ve asla olayın peşini bırakmadı. İşte Ortadoğu onların bu mücadelesinin hikayesidir.. Bir yandan soykırım mağduru, yüzyıllarca oradan oraya savrulmuş bir ırk, diğer yandan da vatanından, umutlarından, hayatlarından edilmiş bir halk... Haklılık tartışmalı bir konudur, olaylar olmuştur, bitmiştir. Üstünde tartışılabilir, ama tartışılan konu iki millet ve kaderiyse eğer, orada biraz ağır olup vicdan mertebesini devreye sokmak gerekir. Kim haklı kim haksız olayını geçip artık kalıcı çözüm aramak gerek, yoksa iş laf konuşmaya geldiğinde herkesin diyeceği var zaten kendine göre...

     İşte benim Ortadoğu dosyalarım kişisel görüşlerimden çok (onlar da olacak elbette) tarihi ve de siyasi bilgileri verecek ve olaya ışık tutup bir nebze de olsa olaya insanlık açısından yaklaşılmasını sağlayacak. En azında ben öyle düşünüyorum. Yazımı Ortadoğu sözlüğüyle kapatıyorum, ileride yazımı okuyanlar için gerekli olacağı kanaatindeyim.

      İntifada: Silkinmek, ayağa kalkmak, baş kaldırmak demektir. Genelde Filistinliler´in İsrail işgaline karşı başlattıkları direnişin adı olarak kullanılır.


     Siyonizm: Filistin'de Yahudiler için yeniden bir vatan kurulmasına destek veren uluslararası Yahudi siyasi hareketidir.


     Semitizm: Tüm dünya dillerinde Yahudi sever, Yahudi sempatizanı, Yahudi taraftarlığı, Yahudi nasyonalizmi anlamında kullanılan bir terimdir.
    
     Arz-ı  Mev'ut: Museviliğe göre Yehova tarafından İsrailoğulları'na vadedilmiş bölge. Yahudilik inancına göre Musa'nın Filistin'e girene kadar dolaşmış olduğu topraklardır.
    

2 yorum:

  1. merhaba...
    kendimce sizi okudum:)çok güzel seylere parmak basmıssınız gercekten her satırda size katıldım...

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim, umarım gerçekten parmağımı basabilmişimdir.

    YanıtlaSil