29 Ağustos 2010 Pazar

Birileri ''Bertaraf'' Oluyor

      Yıllardan beri hayallerin ve ideallerin susturulması gereken, eğer susturmazsan da ''susturulacağın'' bir ülkede yaşamaktayım. Sustuk, sömürüldük, hayallerimiz elimizden alındı, adı çok geçen ama ismi olup da cismi olmayan demokrasiden mahrum bırakıldık. Değerlerin alaşağı edilmeye çalışıldığı ve götürülerinin getirilerinden fazla olduğu bir 8 yıl evresindeyiz şimdi. Türkiye için politikanın hiç bu kadar sanallaş(tırıl)madığı, hiç bu kadar vatandaşın göz göre göre ''demokrasi'' hapını yutmadığı, Türkiye'nin Ortaçağı diyebileceğimiz bir diktatörlük aşamasında ve de uçurumun kenarındayız millet olarak.

       Hep partiler, askerler ve belli bir kesim konuşturuldu bu ülkede. ''Bir gençlik var ve acaba onların değerlerinden ne haber'' sorusunun yöneltildiği ise vaki değil henüz. Biz de buradayız ve hiç görmediğiniz kadar diriyiz, heyecanlıyız ve bizim hala ümidimiz var. Bu gençlik henüz sönmedi, hala içimizde millet aşkını en derinden yaşıyoruz ve de yaşatmak için çabalıyoruz. En azından biz deniyoruz!

       Bizim Sayın Erdoğan’ın ya da Gül’ün çocukları gibi Amerika’da okuma lüksümüz yok, çünkü bizim babalarımız zar zor kazandığı parayla ancak gelen zamlara yetişebiliyor ve de zorunlu ihtiyaçları yatırabiliyor. Bizim annelerimiz Sayın Emine Hanım gibi 500$ vererek bir çanta takamaz, çünkü annelerimiz azıcık parayla evi nasıl döndüreceğinin derdindedir.

       Biz susması ve önüne ne koyulursa onu yemesi gereken bir Türk gençliğiyiz. Susalım, sonsuza kadar ki birileri daha fazla sömürsün bizi! Kimselerin haberi olmasın dönen dolaplardan, kimsecikler gösteremesin onların ayıplarını! Onlar sürdürsün ki sefasını, biz çekebilelim kalan cefasını! Biz susalım ki siz daha çok kin serpin içimize, daha çok düşman olabilelim değerlerimize!

       Biz ölürüz onların çocuklarının yerine de, siz yeter ki rahat edin diye! Kardeşi kardeşe kırdıran bir düzenin çarkına çomak sokmayız biz, siz yeter ki döndürebilin yanlı çarklarınızı! Biz susarız değil mi? Biz susan, boyun eğen Türk gençliğiyiz sizin nezdinizde!

       Biz gerekirse ‘’EVET’’ demeyi biliriz, siz alıp koparın, kullanıp atın bu Cumhuriyeti diye!

       Biz ‘’BERTARAF’’ oluruz sayın iktidar yeter ki siz ‘halktipi’ villalarınızdan kopmayın diye!

       Biz susarız EY iktidar siz ve sizin belirli zümreleriniz konuşsun diye!

       Biz boyun eğeriz birileri daha çok kazansın diye!

       Ama biz öyle de bir gençliğiz ki ‘’HAYIR’’ demesini de biliriz, ‘’Durgun sular derin olur’’ atasözünü hatırlayın diye!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder